Sektördeki insanlarla konuştuğumuzda gişe filmlerine karşı neredeyse nefret söylemine varan bir duruşla karşılaşıyorum. Sanat filmleri ise seyir zevkleri çok düşük olmasına rağmen en ufak bir içeriğine bile bir sürü anlamlar yüklenerek övülüp duruluyor.Gişe filmlerine karşı bu öfkenin sebebi nedir acaba? Cahilliğime verin lütfen. Onların bu kadar eleştirilmesine neden olan ve benim göremediğim şey nedir bu filmlerde?
İnsan yaşlandıkça anlam aramaya başlar ve gençler için "yeni" olan yaşlılar için klişedir. Demek istediğim birbirine benzer gişe filmlerindeki olaylar, karakterler bir çok filmi tüketmiş insanlar için artık eskimiştir. İlginç olan bir şey yoktur. Bir benzerini zaten izlemiştir.Biz bu filmi çok gördük. Aslında Aristo´dan bu yana gelen dramaturji ve 12 arketip kuralı gişe filmlerinin çoğunda uygulanmakta olup, kuralların dışına çıkıp risk alınmamaktadır. Kısacası izletmenin formülü var.Sanat filmleri ise bu kuralları nispeten yıkmaya çalışır veya zaten bihaberdir. Onur Ünlü´nün Put Şeylere adlı filmi dışında bu kuraldan uzaklaşmış "sanat filmi" de görmedim gerçi. Kuralları yıkmaya çalışırken istemeden de olsa başka kurallara tabi olduğunu fark etmişsinizdir. Ama, bu büyük bir ama... izleyicisinde "anlam" imajı uyandırmaktan da geri kalmamıştır. Fare deliğinde imge arayan, metaforlar peşinde koşan bir izleyici kitlesi...Genellemeler her zaman saçmadır, haklısınız ve kalıpların dışında örnekler de var. Nuri Bilge´nin filmleri gişe mi sanat mı mesela? Gişe kurallarına göre, fakat sanat filminde aranan tüm özellikler var.Sanırım demek istediğin; birileri bilmeden gereksiz yere Tarkovski övmüş ve bundan rahatsız olmuşsun. İnsanları değiştirmek ve istediğin kalıba sokmak mümkün değil. Bırak isteyen istediğini övsün. Birilerinin gişe filmlerinden; ne zorluklarla yapıldığını bilmeden, empati kurmadan nefret etmesi de mümkün ve önüne geçilemez.
Yorumun içerik kurallarına uygun olmadığını mı düşünüyorsunuz?
@Özgür Kartal "Birilerinin gişe filmlerinden; ne zorluklarla yapıldığını bilmeden, empati kurmadan nefret etmesi de mümkün" bu söz oldukça kıymetli bence. Evet sanat filmlerinin değeri ayrı olabilir sayılabilecek birçok sebepten ötürü. Fakat gişe filmlerine karşı (filmin işleyiş, içerik, oyunculuk ya da görsel kalitesine bakılmaksızın) bazen öylesine ağır eleştiriler yapılıyor ki buna anlam vermek mümkün olmuyor.
Bu konuda rahatsızlık duyan tek kişi olmadığımı görmek güzel. Valla bazı tipler var gişe filmlerine hiç emek verilmiyormuş, onların manevi ya da sanatsal bir değeri yokmuş edasıyla, "gişe filmiyse göm gitsin" muamelesi yapılıyor. Ama sanat filmlerinde de en ufak bir şeye yönetmenin bile aklından geçmeyen bir sürü anlamlar yüklenerek yüceltildikçe yüceltiliyor. Filmi izlersin beğenmezsin, eleştirirsin. Eyvallah. Ama tamamlanmış her film bir başarı hikayesidir bana göre ve saygıyı hak eder. O yüzden ben de gişe filmlerine karşı nefret kusan zihniyeti anlayamıyorum.
Ayrıca bir şey daha... Devletten dünyanın parasını hibe alıp memlekette hiç oyuncu kalmamış gibi eşini, arkadaşını oynatarak içi boş hikayelerle "sanat yapıyorum" edasıyla gezinen tipleri de gördük, duyduk. Benim nazarımda en kötü gişe filmi bile o tiplerin yapacağı en iyi filmden daha iyidir. Yüzlerce belki binlerce sinemacı üç kuruş destek alabilmek için çırpınırken birilerinin bunu çok kolay bir şekilde ulaşabiliyor olması ve dahası sürekli ulaşabiliyor olması da "sanat yapıyorum"cuların küçük ama pastanın neredeyse tamamını elinde tutan kesimine karşı tripli olmama neden oluyor.
@Yasin Topbaş ne dolmuşsun be kral :)
Haksız mıyım ama? Bu dediklerimi yapanlar yok mu? O destekleri alabilmek için yıllarca çırpınan ama bir türlü sonuca varamayan çok iyi sinemacılar varken, onlara da bir şans vermek varken sürekli aynı isimlerin koşulsuz çok ciddi miktarlarda destek alıyor olmaları çok mu normal?
Mevzunun sadece sinema ile alakalı olmadığı kanaatindeyim; 7.sanat olarak sinema bunu dile getirmekte daha bi rahat bence ve hitap biçimi bakımından yaygınlığı da bu yüzden. Bu çıkarımın temelini kitap, heykel veya sahne sanatlarında misal tiyatro gibi bir çok yerde farklı disiplinden kişilerin yazılarında veya söyleşilerinde karşılaşmak maalesef çok kolay. Çünkü tüketicilerin genel tavrı aman ha sopa 2 metre olsun kız güzel oğlan yakışıklı olsun yaklaşımında olmasına rağmen reelde "niyeti iyi olsunda yüzü g*tüme benzesede olur" şeklinde bu tutarsızlığı tutarlı olarak her yerde sergilemekteyiz.
cekbifilm.com profesyonel ve amatör sinemacıları bir araya getirmek amacıyla kurulmuş bağımsız bir platformdur. Adres: Eğitim Mah. Sude Sok. No:3 Marmara Residance Bahçe Kat Kadıköy - İstanbul Tel : 0850 346 20 30 e-posta : info@cekbifilm.com